Structures(Q1) Dergisinde Geopolimer Betonda Eşdeğer Dikdörtgen Gerilme Bloğu ile İlgili Makalemiz Yayınlandı
Geopolimer betonların eşdeğer dikdörtgen gerilme bloğunun parametrelerinin belirlenmesine yönelik yapılan"Çok genli genetik algoritma destekli modeller ve ML teknikleri kullanılarak geopolimer betonda eşdeğer dikdörtgen gerilim bloğu parametrelerinin belirlenmesi" adlı makalemiz Q1 çeyreklik dilimdeki Structures Dergisinde yayınlanmıştır.
Link: https://doi.org/10.1016/j.istruc.2025.108323
Özet:
Günümüzde geopolimer beton ile ilgili olarak çeşitli alanlarda kapsamlı araştırmalar yürütülmektedir. Bu betonun avantajları ve dezavantajları hakkında her gün yeni bilgiler elde edilmektedir. Ancak bu betonun pratikte yaygın olarak kullanılabilmesi için geleneksel betonarme tasarım prensiplerinin geopolimer betona uygulanabilirliği araştırılmalıdır. Bu çalışmada farklı aktivatör çözelti oranları ve dengeli donatı oranlarına sahip geopolimer beton karışımları için eşdeğer dikdörtgen gerilim bloğu parametreleri hesaplanmıştır. Gerilim-şekil değiştirme eğrilerini çizmek için deneysel, analitik ve çok genli genetik algoritma destekli modeller kullanılmıştır. Eğrilerden hesaplanan gerilim bloğu parametreleri ACI318 ve TS500 spesifikasyonlarına göre değerlendirilmiştir. Daha düşük elastik modüle sahip geopolimerlerin, geleneksel betona kıyasla pik yükten sonra daha az deformasyon ve ani kırılma gösterdiği ve gerilim bloğu parametrelerini önemli ölçüde etkilediği bulunmuştur. Deneysel veriler ile ACI318 spesifikasyonları arasında k1 parametresi ve dengeli donatı oranı için bir t-Testi yapılmış ve önemli bir korelasyon ve benzerlik ortaya çıkmıştır. k3 parametresi için bu ilişki 40 MPa basınç dayanımı altında gözlemlenebilir. Ancak analitik olarak hesaplanan k3 parametrelerinin bazı çalışmalarda bildirildiği gibi ACI318'de belirtilenlerden daha yüksek olduğu bulundu. Dengeli donatı oranı deneysel verilere göre ACI318 kodundan düşük olsa da analitik ve genetik algoritma verileri çok daha yüksek değerler verdi. Bu farklı bulguların nedenleri tartışıldı ve bu parametrelerin yapısal kolon ve kiriş deneyleri yoluyla daha fazla araştırılmasının gerekli olduğu düşünüldü.